İhtiyacın ikinci sebebi: Hem siz, hem bizden olmayan bir kısım zatlar, Risâle-i Nur’un hakîkatından ve şâkirdlerinin şahsı ma’nevîsinden tezahür eden fevkalâde halleri ve neticeleri bu biçâre kardeşinizden zannedildiğinden, o büyük neticelere karşı çok büyük bir iktidar, bir tahammül lâzımken; pek cüz’i ve şahsi çalışmam, bu hastalık ve zafiyetle beraber, elbette beni şiddetle ma’nevî yardımınıza muhtaç ediyor. Ben de bu ma’nevî yardımlarınızı kendime koşturmak için, gibi bütün mütekellimîn-i maalgayr tabir edilen kelimelerde sizleri niyet ediyorum. Güya umumunuzla beraberiz gibi çalışıyorum. Ve âmin dediğim vakitte, bütün dualarınıza bir âmin niyet ediyorum. İnşâallah, Erhamürrahimîn rahmetiyle o çok noksan ve cüz’î çalışmamı, büyük çalışmanıza mükemmel bir âmin hükmünde kabul eder. Hamisen: Sâbık hâdiseden vaziyetiniz ne şekilde olduğunu çok merak ederdim. Cenâb-ı Hakka şükür ki; mektubunuzda Kahraman Tahirînin İstanbula makine ve kâğıd almak için gitmesi gösteriyor ki, o hadise sönüyor ve Nurların neşrine mâni olmayacak, belki başka yerlerde olduğu gibi orada da galibâne fütuhatı var, İnşâallah. Ravza-i Mutahhara civarındaki mübârek hey’et-i ulemaya takdim edilen, “Asâ-yı Musa” ve “Zülfikâr Risâlesi”dir. Hem bir vesile-i şefaat, hem kudsi yerde hayırlı dualarına mazhar olmak için müellifin bedeline o mübârek yerleri ve elleri ziyaret etmek için gönderilmiştir. Bu fıkra, yalnız Şam, Mısır ve Hind’e gidenlerden Ravza-i Mutahhara yerinde Câmi-ül-Ezher ve Şam ve Hind cemâat-i İslâmiyesine yazılmış. Aynen hem dört “Zülfikâr”, hem dört “Asâ-yı Musa” başlarında yazdık, ikişer nüsha olarak hem Mısır Câmi-ül-Ezher, hem Şam ulemasına, hem Hindistanda iki milyon liraya mukabil Kur’ânları istiyen hey’ete gönderdik. Aziz, Sıddık Kardeşlerim! “Asâ-yı Musa” ve “Zülfikâr, Mu’cizat-ı Ahmediye ve Kur’âniye” mecmûalarından, münasip gördüğünüz zaman Ravza-i Mutahharanın civarındaki ulemaya göndermekle beraber, onlara yazınız ki: Kelimenin manası için üzerini çift tıklayınız. | |||